Sayfalar

11 Temmuz 2018 Çarşamba

Altın Şehir: PRAG

Yoğun ve yorucu geçen bir yılın sonunda küçük bir dinlenme molası: PRAG
Daha önce çok fazla adını duyduğum, ancak hiç gitme fırsatı bulamadığım Prag'ı nihayet ziyaret edebildim. Ancak bu zamana kadar ne kadar çok şey kaçırdığımı, burayı görünce anladım. Prag'ın, imkanı ve vakti olan herkesin mutlaka görmesi gereken bir yer olduğu kanaatine vardım. Ben bu yaşıma kadar, bu kadar geniş bir tarihi bir arada hiç görmemiştim. Adım attığım her yer, gözümün alabildiği her yapı, buram buram tarih kokuyor. Çok büyük bir şehir olmadığından dolayı, biz burayı üç günlük kısa bir gezi olarak planlamıştık. Ancak anladık ki, Prag'ı gezmek için üç gün değil, belki üç hafta bile az gelir. Biz, elimizden geldiği kadar görülmesi gereken en önemli yerleri, bu üç günümüze sığdırmaya çalıştık. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları'na şahitlik ettiği için tarihi açıdan tam bir servet niteliğinde olan, Avrupa'nın gözbebeği bu şehir tam anlamıyla bir turist cenneti. Kendi nüfusunun yaklaşık dört katı turist çeken bu şehirde, her milletten insanla karşılaşmak mümkün. Her yönüyle dört dörtlük bulmuş olduğum Prag'da, tek karşılaştığım sorun, dil problemi idi. Almanya'ya sınırı olduğundan dolayı, Almanca dilini kullanabileceğinizi düşünmüştük, ancak yanılmışız. Almanca bilen hiç kimseyle karşılaşamadık.😉 Yarım yamalak İngilizce'mizle idare etmek zorunda kaldık. Ayrıca, Avrupa Birliği sınırları içerisinde olmasına rağmen, para birimi Euro değil, Çek Kronu. Ancak bu problem yapılacak bir durum değil, çünkü adım başı döviz bürosu ile karşılaşmak mümkün. Bunun dışında her şey mükemmeldi. İnsanlarını sıcak, yardımsever ve güleryüzlü; caddelerini, otellerini, restoranlarını temiz ve Berlin'e kıyasla daha hesaplı bulduğumu söyleyebilirim. Şehri gezmek için ise, tur otobüsleri biçilmiş kaftan. Özellikle bizim gibi kısa süreli gelenler için. 24 saatlik ya da 48 saatlik tur biletleri almak mümkün. Tur gezileri, mor otobüsler, kırmızı otobüsler ve mavi otobüsler şeklinde üç kategoriye ayrılmış. Her renk, şehrin farklı bölümünü gezdiriyor. Biz en sona mavi otobüsü bırakmıştık. Bu yüzden bu bölüme pek zaman ayıramadık. Ancak büyük hata etmişiz. Çünkü, her  yapısına hayranlıkla baktığım, her adımımda biraz daha büyülendiğim bölüm, mavi hat idi. Prag'a, ömrüm yeterse mutlaka en az bir defa daha gelip, daha uzun kalıp, her yeri sindire sindire gezmek istiyorum. Bu defaki yüzeysel oldu, bir dahaki eminim daha mükemmel olacaktır. Çekmiş olduğum fotoğraflardan bazıları:














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder